efrahadam - omü sözlük
Başı benim lise aşk hikayeme benziyen hikaye...

edit: entry im kabak gibi kaldı Teşekkürler modlar
lan nasıl anlatmaya başlanır pek bilmiyorum ama, o zamanlar lise 3 e falan gidiyodum, yaklaşık 5 yıl geçti üzerinden. teneffüste arkadaşlar bahçede otururken çağırdılar, gittim ve o anda daha önce hiç olmadığı kadar mutlu oldum. neden bilmiyorum.ilk görüşte aşkın varlığına o gün inanmıştım resmen.neyse... tanıştık falan kız okula yeni gelmiş. muhabbet etmeye başladık ama nası desem sanki daha önceden tanışıklığımız var gibi. birbirimıze bişeyler anlatıyoz falan. arkadaşlar aklımızda bile değil sadece biz varız sanki orda. daha sonra teneffüslerde karşılasınca kantine gider otururduk. gel zaman git zaman sevgili olduk. teklif etme falan cinsinden hiçbişey olmadı. telefonlar alınmış. aşk sözleri üstü kapalı iğneleme cinsinden söylenmiş. ve sevgili oldugumuzu kabullendiğimiz günü hiç unutmam. 7 haziran saat 17:58. o kadar mutluyduk ki lan anlatamıyorum. cafeye gider otururduk tavla oynardık ama oyun zarları birbirimizin zarları elinden almaya çalışmasıyla geçerdi. o kadar masum severdik. fazla sürmedi bir hafta sonra mesaj atmamaya başladı. sebebini kavrayamamıştım ilk başlarda...
durmadan bunu rahatsız etmeye başladım, mesaj attım dönmedi, aradım açmadı, evine bırakmıştım bi kere. daha dogrusu mahallesine demem daha dogru olur. korku var tabi liseliyiz daha... mahallesine gittim saat 22.00 civarına kadar aradım bunu telefonu kapalıydı ama deli oldum. gitmedim eve. bizimkileri aradım arkadasımda kalcağımı söyledim.yarım saat kadar sonra iletim raporları gelmeye başladı. hemen aradım. bu kez açtı. napmaya çalışıyon dedim. cevap vermedi. bağırdım çağırdım, sonra kısık bi sesle nolursun beni seviyosan yapma böyle gibisinden şeyler söyledi...

edit: okuyan varmı diye bi baktım.
tamam dedim kapattım. sonraki gün karne günü ayın 16 si veya 18 i. okula karnesini almaya gelmedi. gelirde konuşurum diye umutluyum tabi. sonra bunun arkadaşlarından abisinin dügúnü olduğunu hazırlık yaptıklarını. düğúnün ne zaman olduğunu falan ögrendim. 2 gün sonrada düğún akşamı gittim salona. tabi dağılmışım. yanımda iki arkadaşım zor tutuyo beni ayakta. beni gördü bu. yanındaki kızlar yanıma geldi. seni burda istemiyo git vs. şeyler söylüyolar. ben tabi alkolün verdiği cesaretle atıp tutmaya başladım. illa gelicek. neyse ikna ettik kızı düğün salonunun arkasında park gibi bi yer var oraya gittik oturduk. inanın çok gaddar biriyimdir ama orda gözümden yaşlar süzülmeye başladı. ağlıyo demezsiniz ama görseniz. yaş geliyo ama mimiklerim gayet yerindeydi diye hatırlıyorum... orda yanaklarıma elini dokundurdu. eğer hatırlayabilirsen konuştuklarımızı yarın (hep gittiğimiz bi park) parka gel dedi. sevincten zaten ne var ne yok unuttum...
sabah oldu ölü gibiyim. heycandan uyuyamamışım. kafam çakırdı bi yandan. bunlara rağmen sabah erkenden kalktım, mesaj attım. kaçta gelirsin diye. saat 3 için sözleştik. o zamana kadar bunun sevdiği ne kadar ot bok varsa aldım hazırlığımı yaptım bekliyorum. 15 dakika geç kalmıştı. gözüm yolda kaldı tam olarak bu olsa gerek. gelmiceğini düşünmüştüm hatta kızmıştım kendime. seni atlattı olum nasıl yedin diye. ama sonunda gördüm. yüzünde tebessüm dahi yoktu...
öyle görünce çiçekleri uzatmaya yeltenmedim bile. öylece kaldı elimde. oturdum. geldi yanima oturdu. neden diye sordum. cevap vermedi. sadece göğsüme başını koydu. ağlamya başladı. hani kelimeler boğazına düğümlenir, genzin yanar, için acır. öyle oldum işte. canın kadar sevdiğin ağlıyo omzunda. sustum bişey soramadım bi saat kadar oturduk orda öylece. saçlarını okşadım. kokusunu içime çektim sadece. hiç konuşmadan. sonra gitmem lazım. sana her şeyi anlatıcam dedi. arkasına dahi bakmadan gitti. çiçeklerle kaldım öyle ortada...